önceden olan - Türkisch Englisch Wörterbuch

önceden olan

Bedeutungen von dem Begriff "önceden olan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
önceden olan previous adj.
önceden olan long adj.
önceden olan one adj.
önceden olan prev (previous) abrev.

Bedeutungen, die der Begriff "önceden olan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
önceden var olan pre-existing adj.
What took place after 1492 was the grafting of a European element on to a pre-existing reality.
1492'den sonra gerçekleşen şey, önceden var olan bir gerçekliğe Avrupalı bir unsurun aşılanmasıydı.

More Sentences
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama living up to n.
önceden belli olan sonuç foregone conclusion n.
önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler earth n.
üzerinde tartışılmakta olan tasarı gibi hukuki meselelerin önceden belirtilen zamanın dolması ile müzakereye kapanması guillotine n.
önceden haberi olan kimse foreknower n.
(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak invaginate v.
önceden satın alma hakkı olan preemptive adj.
önceden gerekli olan prerequisite adj.
önceden belli olan assured adj.
önceden var olan preexisting adj.
daha önceden mevcut olan preexisting adj.
önceden satın alınmış hakları olan preemptory adj.
önceden satın alınmış hakları olan preemptive adj.
önceden söylenmiş olan canned adj.
daha önceden mevcut olan pre-existing adj.
önceden satın alınmış hakları olan pre-emptive adj.
önceden satın alma hakkı olan pre-emptive adj.
önceden satın alınmış hakları olan pre-emptory adj.
önceden var olan pre-existing adj.
önceden geçmiş olan forepassed adj.
Phrasals
(bilgisayar oyunlarında) önceden var olan bir unsuru kaldırmak/çıkartmak dummy out v.
Trade/Economic
sözleşmesi önceden yapılmış bir satışa konu olan ürünü tedarik için alım yapmak cover v.
Law
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence n.
(haksız muamele hukukunda) önceden kestirilebilir olan şey foreseeability n.
Politics
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi ba'ath n.
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi ba'th n.
Technical
önceden mevcut olan çatlak preexisting crack n.
Computer
önceden linklenmiş olan aforelinked adj.
önceden gönderilmiş olan aforeposted adj.
önceden paylaşılmış olan aforeposted adj.
önceden/yukarıda kaynak gösterilmiş olan aforereferenced adj.
önceden/yukarıda alıntı yapılmış olan aforereferenced adj.
önceden/yukarıda referans alınmış olan aforereferenced adj.
Construction
önceden karıştırılmış hazır durumda olan (çimento) ready-mixed adj.
Railway
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme development n.
Mining
önceden var olan minerallerin tamamen veya kısmen turmaline dönüştüğü süreç tourmalinization n.
önceden var olan minerallerin tamamen veya kısmen turmaline dönüştüğü süreç tourmalinize v.
Medical
önceden var olan preexisting adj.
önceden var olan pre-existing adj.
Printing
tekrar kullanılacak olan önceden kullanılmış dizili harfler live matter n.
Chemistry
evrenin erken dönemlerinde önceden var olan çekirdek parçacıklarından yeni atomik elementlerin oluşması süreci nucleosynthesis n.
Social Sciences
önceden kansas'ta yaşayan bir kızılderili konfederasyonun üyesi olan bir halk wichita n.
Religious
dini törenlerin önceden kurallarla belirlenmiş olan düzeni ceremonial n.
Geology
önceden var olan koyu renkli bir mineralin amfibole dönüştüğü metasomatik süreç amphibolization n.
(erimiş kayayı) önceden var olan kaya içine zorla sokmak thrust v.
Music
laterna veya müzik kutusu gibi önceden derlenmiş olan bir parçayı mekanik yollarla çalan müzik aleti mechanical instrument n.
Slang
sonucu önceden belli olan bir yarışı kazanmak go off [australia] v.